Page Nav

HIDE
GRID_STYLE

Gradient Skin

Gradient_Skin

Son Yazılar

latest

Mutlu ilişkinin küçük sırları

Birbirlerine deliler gibi aşık ve ilişkilerini büyüleyici bir uyum içerisinde yürüten birçok çift var… Siz de onlardan biri olmak istemez mi...

Reklam

konu baslikBirbirlerine deliler gibi aşık ve ilişkilerini büyüleyici bir uyum içerisinde yürüten birçok çift var… Siz de onlardan biri olmak istemez misiniz?
Birbirlerine çılgınlar gibi aşık olan göz kamaştırıcı çiftlerden biri olmanın sırrını merak ediyor musunuz? Yanıtınız evetse, aşık çiftlerin davranışlarını araştırdığımız yazımızı beğeneceksiniz. Burada, şiddetli bir tartışmanın ardından takındığınız tavırdan tutun da, ortak gelecek planlarından hangi sıklıkta bahsettiğinize kadar ilişkiyi etkileyebilecek tüm davranış biçimlerini mercek altına aldık. Psikologlar, birçok insanın uzun bir ilişki yaşamakiçin, bir çeşit Nirvana'ya ulaşması gerektiğine inandığını, ancak işin sırrının; tarafların, alışkanlıklarını belli bir düzen içerisine oturtabilmesinde yattığının altını çiziyorlar. 
Sizin için derlediğimiz stratejileri, doğru yerde ve zamanda kullandığınız sürece, ilişkiniz sonsuza dek ilk günkü tazeliğinden hiçbir şey kaybetmeyecek. Tabii siz bitmesini istemediğiniz sürece!

Sevgilinizde Diğer Kadınların Görebildiğinden Fazlasını Görmeniz Önemlidir
Uzun bir ilişkiye sahip olabilmenin en büyük sırrı aynı zamanda en kolay olanı. Her zamanki kalıplaşmış düşünce biçiminizden sıyrılarak, olaylara başka bir boyuttan bakmayı deneyin: Partnerinizin onu diğerlerinden ayıran iyi taraflarını görün ve onun da sizin için aynı bakış açısına sahip olması için vakit kaybetmeden bir adım atın!

Bunu söylerken, tabii ki, saçmaladığı zamanlarda ona dünyanın en şirin erkeğiymiş gibi yaklaşmanız gerektiğini söylemiyoruz. Yalnızca karşınızdakine baktığınız çerçeveyi biraz daha genişletin ve ona biraz daha sabırlı davranarak, harika huyları olduğunu hatırlamayı deneyin. Onun daima mükemmel davranmasını beklemeniz işleri zorlaştırabilir. Bu konuda sınırlarınızı zorlamamaya çalışın. Örneğin iletişiminiz, bir dönem işe kendini kaptırması nedeniyle zayıfladıysa, hemen sızlanmak yerine ne kadar prensip sahibi ve başarılı bir erkek olduğuna odaklanmaya çalışın. Siz geceleri geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldığınızda, yakınmaya kalkarsa, sert çıkmak yerine, önceleri kariyer sahibi bir eşi veya sevgilisi olmasıyla ne kadar çok övündüğünü kendisine hatırlatın.

Sıkıntı ve stresinizi üzerinizden, birbirinize savaş açarak atmak yerine, birbirinizi motive edecek şekilde davranın. Böylelikle, ilişkinizin ilk günlerindeki aşkı ve heyecanı tazeleyebilirsiniz.

İlişki uzmanları, biriyle çıkmaya başladığımız ilk günlerde, genellikle onu yüceltme eğiliminde olduğumuzu ve bunun da güçlü bir çekimi beraberinde getirdiğini söylüyorlar. Ancak aradan altı ay geçtikten sonra, ne yazık ki ilişkimizi zihnimizde sıradanlaştırmaya başlıyoruz ve her şey birdenbire cazibesini yitiriyor. Üstelik özellikle de biz kadınlar tüm bu değişikliklerin nedeni olarak genellikle karşı tarafı suçlama eğiliminde oluyoruz.Kendinizi sürekli olarak karşı tarafın hatalarını tolere ediyormuş gibi hissetmeniz, ilişkinizin sizi artık mutlu etmediğini düşünmenize yol açabilir. Bu nedenle kendinize, beraberliğinizdeki iyi giden şeyleri ara sıra hatırlatmanız, ilişkinizi güçlendirecek ve ruh eşinizi bulduğunuz için ne kadar şanslı olduğunuzu her zaman aklınızda tutmanıza yardımcı olacaktır.

Karşınızdakini daha iyi tanımak ve kendinizi ona daha iyi ifade edebilmek için birbirinize hem geçmişle hem de gelecekle ilgili sorular sorun.


Sevgilinizle Kavga Ederken Belden Aşağı Vurmanız İlişkinizi Zedeleyebilir
Sürekli kavga eden çiftlerin ilişkilerinin kırılgan bir hat üzerinde olduğu söylenir.Ama asıl önemli olan kavgalarınızın sıklığı değil, niteliğidir. Eğer kavga ederken sürekli belden aşağıya vuruyor ve ortalığı birbirine katıyorsanız, aşkınız hızla güç kaybediyor demektir.

İlişki terapistleri, beraberliklerde çatışmalar yaşamanın kaçınılmaz olduğunu ancak devreye hakaretler ve suçlamalar girdiğinde işlerin değiştiğini söylüyorlar. Karşınızdakine durmaksızın nefret kusmanız, aranızdaki aşkı, heyecanı ve saygıyı tüketir.

Kafanızda çözemeyeceğiniz, tartışmanız gereken konular olabilir. Yapılan araştırmalar, "hafif başlangıç" olarak adlandırılan bir yöntemin, tartışmaları yumuşatmada işe yaradığını gösteriyor. Örneğin, erkek arkadaşınız, arkadaşlarınızla beraber yiyeceğiniz bir yemeköncesi sizi ektiğinde, öfkeyle bağırmak yerine ona yemeği neden bu şekilde ertelediğini sorabilirsiniz. Bu durumun sinirlerinizi bozduğunu ona sakince anlatın. Eğer şimşekleri üzerine çeken taraf sizseniz, neden bu kadar sinirlendiğini anladığınızı söyleyerek açıklama şansı isteyin. Bu tür yapıcı bir tutum, sizi korkunç bir kavganın eşiğinden döndürerek, mantıklı bir diyaloğa doğru yol almanızı sağlayacaktır.

Eğer siz de şu öfkesini kontrol edemeyen karakterlerden biriyseniz, bir an önce hasarkontrolü yapın ve gereksiz çıkışlar yaptığınız anların sonrasında hatanızı telafi edecek şekilde davranın. Özür dileyin, gülümseyerek ona dokunun ve ne kadar üzgün olduğunuzu söyleyin. Bu tip davranışlar, aranızda ne tür bir anlaşmazlık olursa olsun birbirinize ne kadar yakın olduğunuzu hatırlamanızı sağlayıp, buzları eritecektir.

İletişiminiz bir dönem kendini işe kaptırması nedeniyle zayıfladıysa, sızlanmak yerine ne kadar çalışkan bir erkek olduğunu düşünebilirsiniz.

Bazı Kötü Alışkanlıklarınızı Sevgilinizle Paylaşarak Dengelemeniz Mümkün
Arkadaşlarınıza telefon şakaları yapmak ya da hasta olduğunuzu söyleyerek işe gitmeyip, tüm gün film seyredip, bilgisayarda oyun oynamak… Herkesin biraz eğlence için ara sıra kuralları çiğnemeye ihtiyacı vardır. İlişkinizde önemli olan, partnerinizle neleri ihlal edip edemeyeceğiniz konusunda ortak bir karara varmış olmanızdır. Birbirinizin kötü alışkanlıklarını bilmeniz ve bunların bir kısmı üzerine uzlaşmış olmanız, ilişkinizin sağlıklıbir biçimde devam etmesinde oldukça önemli bir rol oynuyor.

Özellikle sağlığınıza zarar verebilecek türden kötü alışkanlıklar söz konusu olduğunda iş daha da ciddiye biniyor. Yapılan araştırmalar, aynı oranda alkol veya sigara kullanan çiftlerin beraberliklerinin çok daha uzun sürdüğünü gösteriyor. Aksi durumlarda ise ilişkide problemler baş göstermeye başlıyor. Örneğin, bir sigara tiryakisiyle, sigara kullanmayan birinin ilişkisi bu türden çatışmalar nedeniyle genellikle ayrılıkla sonuçlanıyor.

Sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıkların dışında birlikte bazı zararsız küçük kaçamaklar yapmanız ise ilişkinize renk verebilir. Takıntılı bir şekilde izlediğinizi sakladığınız kötü televizyon programlarından, ev kadınlarının izlemeye bayıldığı dizilerden ya da bilgisayar üzerinden oynanan kumar oyunlarından bahsetmiyoruz elbette… Sevgilinizle birlikte yapabileceğiniz küçük yaramazlıklar bulmayı deneyin. Eğer hayatınızın disiplinli ve sınırları belli olan alanlarına, sınırlarını çift olarak çizebileceğiniz birkaç kayıtsız davranışı dahil etmeyi başarabiliyorsanız, ilişkinizi kolayca alevlendirebilirsiniz.

Uzmanlar, insanın psikolojisi gereği, suç işlemeye meyilli bir partneri daha çekici bulma eğiliminde olduğunu söylüyorlar. Öyleyse durmayın, sevgilinizle birlikte birkaç küçük kuralı ihlal edin. Tabii maceralarınızın kimseyi rahatsız etmemesine ve karakolda sonlanmamasına da dikkat edin!

Sürekli kavga eden çiftlerin ilişkilerinin kırılgan bir hat üzerinde olduğu söylenir. Ancak asıl önemli olan kavgalarınızın sıklığı değil, niteliğidir.


Birbirinizin Yataktaki Beklentilerini Önemseyin 
Bildiğiniz gibi, birbirinize kur yaptığınız ilk günlerde, bir sonraki aşamaya geçmek için yanıp tutuşursunuz. Her iki taraf da, yeni tanımakta olduğu partnerin yataktaki hünerlerini merak eder. İlişkinin ilk aylarında pek çok çift için durum aynıdır. Akıllarını en çok meşgul eden şey, birbirlerini ne zaman tekrar çıplak görebilecekleridir. Fakat biraz zaman geçtikten sonra yataktaki gerçek cinsel karakteriniz ortaya çıkmaya başlar. İşte birbirinize alışmaya başladığınız bu safhalarda, partnerinizin cinsel arzularına ve beklentilerine kulak vermek tahmininizden çok daha önemli olabilir.

Uzmanlar, iki temel cinsel karakter olduğunu söylüyorlar: Heyecan arayanlar ve rahatına düşkünler. Heyecan arayanlar; yatakta yeniliklere daima açık ve rutinden kolaylıkla sıkılabilen bir profil sergilerken, rahatına düşkünler, alışkanlıklarını değiştirme fikrinden çok hoşlanmıyorlar. Dolayısıyla, düzenlerine sadık olan rahatına düşkün tipler heyecan arayanların renkli senaryolarından pek de haz etmeyeceklerdir.

Eğer ikiniz de aynı yönde cinsel isteklere sahipseniz, yatakta mutluluğu yakalamanız çok da zor değil. Ancak eğer biriniz macera peşinde koşarken diğeri rutini anahtar sözcüğü haline getirdiyse durum biraz zor görünüyor. Ama hemen umutsuzluğa kapılmayın. Uzmanlar yatakta iki ayrı dünyanın insanları gibi gözükseniz de ortak bir nokta bulunabileceğinin altını çiziyor.

Örneğin siz, ateşli aşk senaryoları kuran bir heyecan tutkunuysanız, alışkanlıklarına bağlı partnerinize, ofisindeki odasında yaramazlık yapmayı önerebilirsiniz. Durum tam tersiyse ve heyecan tutkunu olan karşı tarafsa, ondan çılgın senaryolarını sizinle paylaşmasını isteyebilir ve arasından sizin de ayak uydurabileceklerinizi seçip, ona beklemediği anlarda heyecan verici sürprizler yapabilirsiniz.

Şaşırtıcı Sürprizlerle Dolu Bir Partnere Sahip Olduğunuzun Farkına Varmanız Sizi Mutlu Eder
Sevgilinizin ortaokuldayken bir müzikalde başrol oyunculuğu yaptığını öğrenmeniz ya da Japonca 20'ye kadar sayabildiğinizi öğrenmesi gibi küçük detayların su yüzüne çıkması, iki taraf için de son derece heyecan verici ve eğlenceli olabilir.

İlişki terapistleri, hiçbir beraberliğin aslında durağan olmadığını ve çiftlerin birbirlerinin geçmişiyle ilgili verileri, heyecan katsayısını artırmak için kullanabileceklerini söylüyorlar. Bunun dışında birlikte daha önce ikinizin de denemediği bir şeyi yapabilirsiniz. Bu; Kore yemeği denemek ya da hiç adetiniz olmadığı halde bir akşam birlikteoperaya gitmek olabilir.

Uzmanlar, bu tür yeni şeyler yapmaktan hoşlanmasak da, denemekten vazgeçmememizi ve bunun birbirimizi tanıma konusunda işimizi kolaylaştıracağını söylüyorlar. İlişkinizi daha renkli hale getirmek için sürprizleri beklemek yerine, birbirinize geçmişinizle ve gelecek planlarınızla ilgili sorular sorun ve hayatlarınızı birlikte keşfe çıkın. Bu şekilde kendi sürprizlerinizi yaratmanız mümkün olabilir. Üstelik unutmayın ki geçmişinizle ilgili saklamaya çalıştığınız bazı küçük detaylar, hayatınızı renklendiren tatlı bir oyuna çevrilebilir. Bırakın da her zaman utandığınız küçük sırlarınız, ilişkinizi daima canlı tutacak bir iksire dönüşsün!

Bizi Birbirimize Bağlayan Aşk Ritüelleri…
Okuyucularımıza, ilişkilerindeki tazeliği nasıl koruduklarını sorduk…

♦"Dairemize ilk taşındığımızda henüz masa almaya fırsat bulamamıştık. Biz de yere bir örtü sererek gece piknikleri yapmaya başladık. Şimdi bir masamız var ama ara sıra hâlâ oturma odamızda yere bir örtü sererek, hazırladığımız sandviçleri yiyor ve favori şarabımızı yudumluyoruz. Bunu yapmak, bize ilişkimizin başlangıcını ve ne kadar yol aldığımızı hatırlatıyor." Burcu, 28 
♦"Farklı şehirlerde yaşadığımız için, ikimize de aynı uzaklıkta bir otel bulup oda kiralıyoruz. Oda arkadaşları ve aile fertlerinin kalabalığından uzakta baş başa vakit geçirmek bize çok iyi geliyor." Ayşegül, 23
♦"Kocamla ayda bir aşçılık oynuyoruz. Bunun için bir konsept belirliyor ve ona uygun yemekler yapıyoruz. Daha sonra yemekleri tadarak mutfakta hangimizin daha iyi olduğunu tartışıyoruz. Rekabet, ilişkimize canlılık ve renk katıyor…" Günce, 31 
♦"Her cuma, en rahat pijamalarımızı giyip, televizyon karşısına oturuyoruz. Bütün akşam favori programlarımızı izliyor ve sohbet ediyoruz.Başbaşa geçirdiğimiz bu saatlerde hem haftanın stresini üstümüzden atıyor hem de harika vakit geçiyoruz."Seda, 25
♦"İkimizin de iş programı çok yoğun. Bazen bu yüzden gün boyunca konuşamadığımız oluyor. Ayrıyken birbirimize mesaj atmayı asla ihmal etmiyoruz. Böylelikle, her ne kadar birlikte vakit geçiremesek de birbirimizin hayatının birer parçası olduğumuzu hatırlamış oluyoruz." Ezgi, 32

*Tanıtım için tıklayın!

Hiç yorum yok