Tüm kadınların olmak istediği ancak çoğunun "zamanımız yok" diyerek yapamadığı "bakımlı olmak" gerçeği artık hayal olma...
Tüm kadınların olmak istediği ancak çoğunun "zamanımız yok" diyerek yapamadığı "bakımlı olmak" gerçeği artık hayal olmaktan çıkıyor.
Uzmanların 80 bin kişi üzerinde yaptığı bir araştırmadan yola çıkarak hazırladığı "kendin için 5 dakika" tüm kadınların hayatını değiştirecek.
Çünkü araştırma sonuçları Türkiye'de oldukça düşündürücü rakamlar ortaya koyuyor. Özellikle kadınların kendine bakma fikri "çocuğum var, kocam var yetişemiyorum" denilerek hep arka plana itiliyor. Kişisel bakım ve vücut temizliği göz ardı ediliyor. Araştırmaya göre, Türkiye'de 100 aileden 33′ü deodorant kullanıyor, 40 milyon kişi ise hiç diş fırçası kullanmıyor. İşte kişisel bakımdan beslenmeye ve olayın psikolojik boyutuna kadar "Kendin için 5 dakika" toplantısında ortaya çıkan gerçekler…
Ünlü mankenin sırrı
Demet Şener (Manken):
Kendine bakmak, kendine ve çevresine saygı duymaktır. 2,5 yaşında bir kızım var şimdi de hamileyim, evim, kocam var ama kendime de zaman ayırmaya çalışıyorum. Yüksek fiyatlı ürünler kullanmıyorum, sabun hiç kullanmıyorum, cilt tipime uygun ürünler tercih ediyorum ve bunları kendim alıyorum. Basit ve ucuz ürünlerle bakımımı yapıyorum. Ben küçük yaşta bu işe başladım, 6 yıl önce bir dermatolog'a gittim ve gördüm ki geçmişte bakım konusunda büyük hatalar yapmışım, artık ağır ürünler kullanmıyorum basite ve sadeye geri döndüm. Ayrıca güneşe çıkmıyorum, sigara ve içki kullanmıyorum, uyumaya çalışıyorum. Beslenmeme dikkat ediyorum, artık öğrendim ki 10 yıl önce beslenmeyi hiç bilmiyormuşum. Hamile olduğum için yemekte de sınırlama yapmıyorum.
Prof. Dr. Bengi Semerci (Psikiyatrist):
Kendine vakit ayırmak mutluluğu da getirir, bu vakit ayırma çok fazla parayla da ilgili değil bence. Aynada kendimize bakınca iyi hissetmek istiyorum ben, bu kendi ruh sağlığımla ilgili bir şey. Çünkü kendimle ne kadar çok ilgileniyorsam başkalarıyla da o kadar çok ilgilenirim, kendime değer vermezsem başkalarına da değer vermem. Ancak iyi olmak kavramı nedense hep yanlış anlaşılıyor. Bunu belki de en önce çocuklarımıza öğretmek gerekir. Bir davranış değişikliği için önce alt yaştan başlamak daha doğru olur.
50′ye yakın besin öğesini her gün almalıyız
Dilara Koçak (Beslenme uzmanı):
En önemli yatırım aracı kendi vücudumuza bakmaktır. Bunu bir banka gibi düşünüyorum. Bu bankaya doğru yatırım yaparsanız kazanırsınız. Bilin ki bu bankada mesela faizler hiç değişmiyor, 1 gram protein hep 4 kalori oluyor, hep kazanıyorsunuz. Vücuda yatırım hep kazandırır. Şu da iyi bilinmeli, zayıf olmak doğru beslenmek değildir. 50′ye yakın besin öğesi var, bu besin öğelerini her gün vücudumuza almak gerekiyor. Kiloya takıntılı olmak yerine doğru beslendiğimizden emin olmak lazım. Annelerin genelde hep söylediği çocuğa yatırım yapmak fikri aslında, çocuğa yatırım önce kendimize yatırımı gerektirir. 50′ye yakın besin öğesi gözümüzü korkutmasın. Her gün 5 besin grubunu vücudumuza alıyorsak zaten 50 öğeyi de alıyoruz demektir.
Bunları şöyle sıralayabilirim:
1. Süt – yoğurt grubu: Bize protein, kalsiyum, D vitamini sağlar
2. Et-balık-tavuk
3. Ekmek-tahıllar: Bu grubu kesinlikle beslenmeden çıkarmamalıyız
4. Sebze-meyve: Vitamin ve mineral sağlar
5. Yağ-şeker: 1 gram yağ 9 kaloridir.
Bir kez daha belirtmekte yarar var. Zayıf olmak sağlıklı olmak demek değildir. Hiçbir besinde mucize yaratmaz. Kilolarca brokoli yemek veya beyaz ekmek yemeyin demek doğru değildir. Hayatımızdan hiçbir besin grubunu çıkarmamalıyız. Her şeyi yiyebiliriz, patates kızartması da pizza da. Ancak doğru şeyi doğru zamanda yemek lazım ve öğün sayısını artırmak gerekiyor.
Zeynep Yalım Uzun (Unilever Başkan Yardımcısı):
Türkiye'de kozmetik hanımlar tarafından tam benimsenmiş değil. Ev temizliği, çocuk bakımı çoğu zaman daha önce geliyor. Türk kadını kendini ön plana çıkarmayı sevmiyor. Oysa kozmetik bilindiğinin aksine, özgüveni artıran, biraz mutluluk veren bir şey. Biz Ankara, İstanbul, İzmir ve Konya'da 14 noktada 80 bin kişiyle saç bakım, deodorant ve cilt bakım konusunda yüz yüze araştırma yaptık ve ortaya ilginç sonuçlar çıktı. Örneğin bu kişilerin yüzde 10′u saçlarını hala sabunla yıkıyor, şampuan hiç kullanmıyor. Kozmetikle ilgili olarak şunu söyleyebilirim erkek kozmetiği de yükselen bir değer. Örneğin erkeklerde bayanlar kadar deodorant kullanıyor.
*Tanıtım için tıklayın!
Uzmanların 80 bin kişi üzerinde yaptığı bir araştırmadan yola çıkarak hazırladığı "kendin için 5 dakika" tüm kadınların hayatını değiştirecek.
Çünkü araştırma sonuçları Türkiye'de oldukça düşündürücü rakamlar ortaya koyuyor. Özellikle kadınların kendine bakma fikri "çocuğum var, kocam var yetişemiyorum" denilerek hep arka plana itiliyor. Kişisel bakım ve vücut temizliği göz ardı ediliyor. Araştırmaya göre, Türkiye'de 100 aileden 33′ü deodorant kullanıyor, 40 milyon kişi ise hiç diş fırçası kullanmıyor. İşte kişisel bakımdan beslenmeye ve olayın psikolojik boyutuna kadar "Kendin için 5 dakika" toplantısında ortaya çıkan gerçekler…
Ünlü mankenin sırrı
Demet Şener (Manken):
Kendine bakmak, kendine ve çevresine saygı duymaktır. 2,5 yaşında bir kızım var şimdi de hamileyim, evim, kocam var ama kendime de zaman ayırmaya çalışıyorum. Yüksek fiyatlı ürünler kullanmıyorum, sabun hiç kullanmıyorum, cilt tipime uygun ürünler tercih ediyorum ve bunları kendim alıyorum. Basit ve ucuz ürünlerle bakımımı yapıyorum. Ben küçük yaşta bu işe başladım, 6 yıl önce bir dermatolog'a gittim ve gördüm ki geçmişte bakım konusunda büyük hatalar yapmışım, artık ağır ürünler kullanmıyorum basite ve sadeye geri döndüm. Ayrıca güneşe çıkmıyorum, sigara ve içki kullanmıyorum, uyumaya çalışıyorum. Beslenmeme dikkat ediyorum, artık öğrendim ki 10 yıl önce beslenmeyi hiç bilmiyormuşum. Hamile olduğum için yemekte de sınırlama yapmıyorum.
Prof. Dr. Bengi Semerci (Psikiyatrist):
Kendine vakit ayırmak mutluluğu da getirir, bu vakit ayırma çok fazla parayla da ilgili değil bence. Aynada kendimize bakınca iyi hissetmek istiyorum ben, bu kendi ruh sağlığımla ilgili bir şey. Çünkü kendimle ne kadar çok ilgileniyorsam başkalarıyla da o kadar çok ilgilenirim, kendime değer vermezsem başkalarına da değer vermem. Ancak iyi olmak kavramı nedense hep yanlış anlaşılıyor. Bunu belki de en önce çocuklarımıza öğretmek gerekir. Bir davranış değişikliği için önce alt yaştan başlamak daha doğru olur.
50′ye yakın besin öğesini her gün almalıyız
Dilara Koçak (Beslenme uzmanı):
En önemli yatırım aracı kendi vücudumuza bakmaktır. Bunu bir banka gibi düşünüyorum. Bu bankaya doğru yatırım yaparsanız kazanırsınız. Bilin ki bu bankada mesela faizler hiç değişmiyor, 1 gram protein hep 4 kalori oluyor, hep kazanıyorsunuz. Vücuda yatırım hep kazandırır. Şu da iyi bilinmeli, zayıf olmak doğru beslenmek değildir. 50′ye yakın besin öğesi var, bu besin öğelerini her gün vücudumuza almak gerekiyor. Kiloya takıntılı olmak yerine doğru beslendiğimizden emin olmak lazım. Annelerin genelde hep söylediği çocuğa yatırım yapmak fikri aslında, çocuğa yatırım önce kendimize yatırımı gerektirir. 50′ye yakın besin öğesi gözümüzü korkutmasın. Her gün 5 besin grubunu vücudumuza alıyorsak zaten 50 öğeyi de alıyoruz demektir.
Bunları şöyle sıralayabilirim:
1. Süt – yoğurt grubu: Bize protein, kalsiyum, D vitamini sağlar
2. Et-balık-tavuk
3. Ekmek-tahıllar: Bu grubu kesinlikle beslenmeden çıkarmamalıyız
4. Sebze-meyve: Vitamin ve mineral sağlar
5. Yağ-şeker: 1 gram yağ 9 kaloridir.
Bir kez daha belirtmekte yarar var. Zayıf olmak sağlıklı olmak demek değildir. Hiçbir besinde mucize yaratmaz. Kilolarca brokoli yemek veya beyaz ekmek yemeyin demek doğru değildir. Hayatımızdan hiçbir besin grubunu çıkarmamalıyız. Her şeyi yiyebiliriz, patates kızartması da pizza da. Ancak doğru şeyi doğru zamanda yemek lazım ve öğün sayısını artırmak gerekiyor.
Zeynep Yalım Uzun (Unilever Başkan Yardımcısı):
Türkiye'de kozmetik hanımlar tarafından tam benimsenmiş değil. Ev temizliği, çocuk bakımı çoğu zaman daha önce geliyor. Türk kadını kendini ön plana çıkarmayı sevmiyor. Oysa kozmetik bilindiğinin aksine, özgüveni artıran, biraz mutluluk veren bir şey. Biz Ankara, İstanbul, İzmir ve Konya'da 14 noktada 80 bin kişiyle saç bakım, deodorant ve cilt bakım konusunda yüz yüze araştırma yaptık ve ortaya ilginç sonuçlar çıktı. Örneğin bu kişilerin yüzde 10′u saçlarını hala sabunla yıkıyor, şampuan hiç kullanmıyor. Kozmetikle ilgili olarak şunu söyleyebilirim erkek kozmetiği de yükselen bir değer. Örneğin erkeklerde bayanlar kadar deodorant kullanıyor.
Hiç yorum yok